
AURA NEDİR ?
İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. Bu elektromanyetik alanın bir çok önemli fonksiyonu vardır. Evrensel enerjiyi vücudumuza alarak yaşamımızı idame ettirmemizi sağlayan chakralar aurada bulunurlar. Aynı zamanda vücudun çevresini sarmış bir kalkan görevi yapar. Eğer sağlam ve güçlü bir auramız varsa, bize dışarıdan bir hastalığın yada negatif etkinin gelmesi düşünülemez. Ancak auramız zayıflamış veya yırtılmışsa negatif enerjilere ve hastalıklara çok daha açık hale geliriz. O halde auramızın güçlü ve sağlıklı olması, fiziksel sağlığımız açısından çok önemlidir diyebiliriz. Bunun yanı sıra ruhsal zihinsel ve duygusal sağlığımız açısından da auramızın sağlıklı ve güçlü olması gerekmektedir. Bu hususta fikir birliği vardır.
Bu katmanlar, eterik beden, duygusal beden, zihinsel beden ve ruhsal bedendir. Bu katmanların her birinin kendine özgü özellikleri ve işlevleri vardır. Şifacının işide; kişinin herhangi bir düzeyde mevcut olan uyumsuzluğunun ve hastalığının nedenlerini teşhis etmek ve sonra bu nedenlerin giderilmesi,dengenin yerini bulması ve belirtilerin kaybolması için şifa enerjisini hastaya kanalize etmektir. O bunu,Tanrısal iradeyle işbirliği yapmak ve kendini Tanrısal bilinçle bir olmaya bırakmak suretiyle gerçekleştirir. Bunu yaparken kendisi de Tanrısal Enerji tarafından şifaya kavuşturulmuş, ruhen zenginleştirilmiş ve bilgilendirilmiş olur.


Bilimsel Araştırmalar:
1900 yılından beri Aura üzerinde araştırma yapılıyor.1911’de Dr.William Kilner,insan enerji alanını (Aurayı) renk filtreleri ve ekranlar yardımıyla inceledi.1940’lı yıllarda Dr.George De La Warr ve Ruth Brown,enerjiyle uzaktan teşhis ve tedavinin mümkün olduğu bir sistem geliştirmişlerdir.
Aura “kılıf “ diye adlandırılan yedi bölümden ibarettir.Canlıları,3mm eninde çevreleyen manyetik bir alandır. Hindistan’da 5000 yıllık geçmişe sahip dini gelenek olan prana,yani evrensel enerjidir. Yaşam enerjisi ( CHI ) Yin ve Yang olmak üzere iki zıt güçten oluşmuştur.Yahudilerin kutsal kitabında buna Kabala “Yıldızsal Işık “ denmiştir.İkonlarda aziz başlarında haleler (aura) resmedilmiş olup anlamı tektir.O da Evrensel enerjidir.
12.Yüzyılda Boirac ve Liebeault adlı araştırmacılara göre; ortaçağda Paracelsus,insandan insana uzaktan enerji nakline Lliastre adını verdi.
1911‘de W.Kilner, Hef ‘i kendi deyişiyle,aurayı gördüğünü rapor etti.Boya ile renklendirilmiş cam ekranlarla baktığında üç ayrı bölgede,vücudun etrafında kızıllaşan bir sis görüyordu.Bu bölgeler şöyleydi:
1-6 mm cilde en yakın tabaka.
2-Bedenden dikey olarak dalgalanan (akan) 2,5cm genişliğinde daha buharlı (dumanlı) tabaka.
3-Yaklaşık 13cm genişliğinde,belirsiz ya da bulanık çizgilerle dış yüzeyi parlak tabaka.
W.Kilner 1965’de Newyork ‘da basılan (insan aurası) yapıtında, auranın görünüşünün insandan insana;onların duygusal,akli ve fiziksel durumlarına göre farklılaştığını belirtir.Gerçekte Kilner,belli hastalıklardan muzdarip insanlarda bulduğu tutarlı farklılıklara dayalı bir teşhis sistemini geliştirdi.Histeri,apandisit,tümör,ciğer hastalığı, elilepsi gibi bir çok rahatsızlıkları başarıyla tedavi etti.Onun çalışmasına bağlı araştırmalar,bugün de Avrupa da devam etmektedir.
Kirlian Tekniği
1939 yılında Rusya’da,Karadeniz’e yakın Krasnodar’da yaşayan elektrikçi Semyon Kirlian öğretmen ve gazeteci karısı Valentina,bir hastanın cildi ve elektroterapi makinasının elektrotları arasında oluşan küçük bir ışık parlamasının görünümüne büyülenmişlerdi.Diğer Rus bilimcileri de bu enerjiye dikkat çekmiş,fakat önem vermemişlerdi.Fiziksel bedenden yayılan bu parlak enerjiyi filme kaydetmek için,cihaz ve prosedürler geliştirdi.
Yeni bir fotoğraf sistemi icat ettiler.14’ten fazla patent aldılar.Orijinal sistem yaprakları ya da parmakların imajlarını statik olarak ( sabit değişmez ) fotoğrafladılar.Sonra bu parlak fenomenin hareketini gözlemlemek için özel optik bir aygıt geliştirdiler.Şimdi gördükleri el ya ışıldıyor,parlıyor,devamlı kızıllaşıyor ya da ışığın zerrecikleri azalıyordu.İnsanın enerji alanında (Hef ) henüz belirtileri ortaya çıkmadığı halde gizlenen bir hastalık yüzünden oluşan farklılık sergilendi.
Radionics Nedir ?
Dr.George De La Warr & Dr.Ruth Drolun, yaşayan dokulardaki radyasyonu ortaya çıkarmak için aygıtlar kurup,insan enerji alanından faydalanarak uzaktan keşif-teşhis-iyileştirme sistemi “Radionics’ i geliştirdiler. Hastanın saç telini anten olarak kullanarak fotoğrafını çektiler.Bu fotoğraflar, tümörler,ciğerdeki kistler,beyindeki kanserler gibi iç hastalıkları göstermiştir. Radionics çalışması bugün İngiltere de devam etmektedir.
Başkasının Aurasını Görme:
Aurasını görmek istediğiniz kişiyi loş bir odaya alın.Düz ve desensiz olan bir duvara sırtını yaslayacak şekilde durmasını söyleyin.Aynı zamanda yavaş yavaş, derin nefes alıp vermesini isteyin.Bu arada siz de 1-2 metre kadar uzağında durun.Alın-omuz-boyun hizasına sabit olarak bakın.Bakışlarınızı 1-2 dakika sonra boşluğa doğru açın. Sıcak bir yere baktığınızdaki gibi titreşimli bir buğu algılayacaksınız.Daha sonra da bu egzersizleri devamlı yaparsanız,renkleri daha net görebilirsiniz.
Kendi Auranızı Görmek:
Yine loş bir odada,ayna önünde durun.Derin nefes alıp,vererek,alnınızın üst noktasına bakınız.Başınızdan ışıklı bir buğu yayıldığını göreceksiniz.Bu deneyleri sık yaparsanız,daha detaylı görme olanağına kavuşursunuz.Renkleri-de görmeye başlarsınız.Bu türde deneylerde “Ben göremiyorum” diyerek bırakmamak gerekir.Azimle 4-5 kez tekrarlandığında deneyin gerçek olduğuna şahit olmuş olacaksınız.

